01-22-2009, 01:30 | #1 |
Dilimiz,Kültürümüz ve Biz
Karamanoğlu Mehmet Bey Karamanoğullarının ikinci beyi Kerimüddin Karaman’ın oğludur.Doğum tarihi belli olmayıp ölümü 1280'dir. Mehmet Bey askeri ve idari yönden bilgili bir devlet adamı idi. Bilim adamlarını etrafına toplayıp onlara büyük önem vermiştir. 13.yüzyıl ortalarında Selçuklular, edebi dil olarak Farsçayı, devlet dili olarak Arapçayı kullanırlardı. Halk ise öz dili olan Türkçeyi kullanırdı. Mehmet Bey birlikte yaşamanın ilk şartı olan dil birliğinin gerekliliğine inanıyordu. Bu birliği gerçekleştirmek için Toroslar üzerinde yaşayan bütün Türkmen boylarını çevresinde toplayarak bir ordu oluşturdu. Üzerine gönderilen Selçuklu ve Moğol kuvvetlerini büyük bir yenilgiye uğratarak Konya'ya girdi.burada yaşayan Selçuklu Türkleri Karamanoğulları ile birlik oldular. Kısa zamanda Konya vilayeti ve bazı çevre iller Karamanoğullarının hakimiyeti altına girdi. Daha sonra Selcuklu sultanı İzettin Keykavus'un oğlu Gıyaseddin Siyavuş'u başa geçiren Mehmet Bey'in kendisi de vezir oldu. İlk önceleri Moğol baskısına başarı ile karşı koymasına, bir çok kere galip gelmesine rağmen, daha sonraki çarpışmaların birinde iki kardeşi ile beraber şehit düşmüştür. İdareciliği sırasında Türkçeyi resmi dil olarak ilan eden fermanını vermiştir. Bu fermanda "bu günden sonra divanda, dergahda ve bargahta, mecliste ve meydanda Türkçe'den başka bir dil kullanılmayacaktır" diyerek sadece siyasi ve askeri bir zafer değil aynı zamanda kültürel bir zafer kazanmıştır. O zamanın Türkçe'sine göre: Atamızın Bir Deyişine Göre; Önemli Yazarlarımızdan Yahya Kemal Beyatlı'ya Göre; Konfüçyüs'ün Bir Deyişine Göre; Konfüçyüs’e: “Eğer bir ülkede yönetici olsaydınız, ilk iş olarak ne yapmak isterdiniz?” diye sordular. “Kuşkusuz ilk iş olarak dili düzeltirdim.” Diye karşılık verdi Dinleyiciler şaşırdılar: “Niçin?” dediler. Konfüçyüs’ün karşılığı şöyle oldu: “Çünkü” dedi, “eğer dilde bozukluk varsa, söylenen şey, söylenmek isteneni anlatmaz; eğer söylenen istenen anlamı yansıtmazsa, yapılması istenen şey yapılmaz; eğer istenen yapılmazsa, ahlak ve sanat bozulmaya uğrar; eğer ahlak ve sanat bozulursa, adalet doğru yoldan çıkar; eğer adalet doğru yoldan çıkarsa, halk çaresiz bir bunalıma sürüklenir. Sonunda söylenen söz hakkında doğru karar verme fırsatı kalmaz. Böyle bir durumu önlemek, her şeyden önemlidir.” Ve birde 'Dilimizle' ilgili bir 'zaman' yozlaşması:'Nerden Nereye Geldik' Her geçen gün Türkçe´nin biraz daha yozlaştırıldığını görüyoruz. Dilimizdeki yabancı kökenli sözcüklerin istilası artarak sürüyor. Aşağıda yıllar içinde Türkçe´de nasıl bozulmalar olduğunu gösteren çarpıcı bir metin var! Yıl: 1965"Karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım.. Nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. Buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı.. Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle ´akşam-ı şerifleriniz hayrolsun´ dedim.. "Yıl: 1975"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Ne yapacağıma karar veremedim,heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum,yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle ´iyi akşamlar´ dedim.. "Yıl: 1985"Karşıma âniden çıkınca fevkalâde şaşırdım.. Nitekim ne yapacağıma hükûm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Amma ve lâkin kısa bir süre sonrakendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle ´hayırlı akşamlar´ dedim.. "Yıl: 1995"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Fenâ hâlde kal geldi yâni..Ama bu iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim..Manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle ´selâm´ dedim.. "Yıl: 2006"Âbi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yâni.. Oğlum bu iş bizi kasar dedim, fenâ göçeriz dedim, enjoy durumları yâni.. Ama concon muyum ki ben,baktım ki o da bana kesik.. Sarıl oğlum dedim, bu manita senin.. ´Hav aryu yavrum?´" Dilimizi Koruyalım,Ona Sahip Çıkalım...Çünkü Dil,Tarih,Kültür Bir Ulusun Onurudur... |
|
|
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|