sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > GÜNCEL HABERLER - SİYASET > Köşe Yazıları
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi Forumları Okundu Kabul Et


Köşe Yazıları Beğendiğimiz yada kendi yazdığımız köşe yazılarını paylaşabiliriz.

Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 08-04-2008, 11:21   #1
Kullanıcı Adı
kelebek35
Standart Demokratik hamle!

Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti'yle ilgili verdiği kararı doğru teşhis etmeli. Mahkemenin partiyi kapatmamış olması, siyaseti rahatlatmış değil, aksine "idari/bürokratik merkez"in görünmez iktidarını pekiştirmiş, AK Parti'yi "rehin" almasının önünü açmıştır.

Birçok yazarın ifade ettiği gibi, bu "bir vesayet rejimi"nden başka anlama gelmiyor. Bu sayede siyaset ağır bir vurgun yemiş oldu. Gerekçeli kararı bekleyip kararın hangi argümanlara dayandırıldığını göreceğiz. O ayrı fasl-ı diğerdir.

Siyasi olarak durum ortada: "İfade özgürlüğü" veya "kürsü dokunulmazlığı" çerçevesinde ele alınması gereken beyanlar, partinin "laiklik karşıtı söylemleri"ne delil gösterilmiştir. Bülent Arınç, Turgut Özal'ın cenazesinde asılı bir pankarta atıfta bulunarak "demokrat, sivil ve dindar cumhurbaşkanı" dediği için suç işlemiş sayılmıştır. Başbakan "başörtüsü velev ki siyasi simge olsun, simgeler yasaklanabilir mi?" dediği; başörtüsü gibi doğrudan İslam dinini ilgilendiren bir vecibenin hükmünü "alimlerden soralım" diye teklifte bulunduğu için suçlu sayılmıştır. Soralım:

1) Siyasetçiler -kabul görsün görmesin, doğru yanlış- bu tür fikirler beyan etmeyecekler de, ne yapacaklar! Hani ifade özgürlüğü vardı ve bu demokratik dünyanın en yüksek değeriydi? Hani siyasetçilerin "kürsü dokunulmazlığı" vardı? Hani siyasetçi görüş beyan etmeden siyaset yapamazdı?

2) Demokratik bir ülkede ifade özgürlüğünü kullananlar, bu açıklamalarda bulundular diye cezalandırılıyorsa, onları davalık yapan, mahkemelerde yargılayan politik sisteme ne denir? Tek kelime ile "totalitarizm"! Kâğıt üzerindeki yazılı hukuka, sureta ortalıkta bulunan kurumlara ve iktidar seçkinleri ile hayal dünyasında gezinenlerin aksi iddialarına rağmen, Türkiye'nin resmi politik kültürü; ruhu, mahiyeti ve ondaki içkin amaçları dolayısıyla totalitaristtir. Ve her geçen gün sistem biraz daha totalitarizme kaymaktadır. Herkes kendine sorsun: Ben bu totalitarizmi kabul edecek miyim?

3) "Dindar, başörtüsünün simge olması, ulema" terimlerinin ortak teması "din". Ve bu da kuşkusuz "İslam dini"dir. Allah aşkına, bu ülkede İslam dini yasak mı? Dinle ilgili her hüküm, imge ve çağrışım nasıl mutlak zarar, tehdit ve tehlike ilan ediliyor ki, ağzına alan cezayı yiyor? Bir ülkenin kamusu kendi halkının diniyle böylesine bir teyakkuz ve tarassut halinde olabilir mi?

4) Otoriter ve totaliter bir rejimin merkezi kavramı haline getirilen bu laiklik, yanlış ve tehlikeli bir biçimde felsefi bir inanç ve bir yaşama biçimi olarak İslam dini karşısına çıkartılıyor ve devlet tarafından topluma empoze edilmek isteniyor. Bunun özgürlükçü ve demokratik bir laiklikle uzaktan yakından ilgisi yok. Bu, laikliğe de en büyük zararı vermektedir.

AK Parti, hiç işlemediği suçlar, suç sayılmaması gereken söylemler dolayısıyla ceza almış, vurgun yemiştir. Gerçekte vurgun yiyen Türkiye siyasetidir. Siyaset, vurgunu AK Parti üzerinden yemiştir. Bu durumda AK Parti'nin önünde iki seçenek var: Ya bu vurgunu yiyip "bürokratik merkez"e teslim olacak veya temsiline kalkıştığı "toplumsal merkez"in hak ve hukukunu korumak için demokratik bir hamleye girişecek. Demokratik hamle, toplumsal bütün kesimlerin katılımıyla ve müzakereci siyaset yolunu takip ederek yeni ve sivil bir anayasanın önünü açmaktır.

Küresel ve ulusal bürokratik merkez "Olan oldu, gerçek gündeme, yani ekonomiye dön" demekle AK Parti'yi manipüle ediyor. Bu merkezin işaret ettiği ekonomi, bir avuç zenginin servetine servet katan borsa-faiz-dövizden ibaret mali piyasalardır. Reel ekonomide geniş halk yığınları iki büklüm oldu. Hayır, bu karardan sonra Türkiye'nin gerçek gündemi ekonomi değil, hatta Kürt sorunu veya Ortadoğu'daki gelişmeler de değildir. Gerçek gündem demokratikleşme, reformlar, Türkiye'nin tam bir hukuk devleti olmasıdır. AK Parti ya yeni bir hamle yapıp yüzde 50'nin üstüne çıkar veya Demirel'in partileri gibi, ultramodern darbelerin teneffüs aralığında iktidar olmaya çalışırken, yerini siyasete sahip çıkan yeni aktörlere bırakır.

Ali BULAÇ
zaman
kelebek35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 21:40


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2025

2007-2025 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı