|
Konusuz Konular-Soru Cevap Forumda bölümü olmayan konularınızı ve soru cevaplarınızı burada paylaşabilirsiniz. |
Seçenekler | Stil |
08-12-2008, 13:42 | #1 |
Çin’e gitmek isteyen?
Pekin Olimpiyatları 08.08.2008 tarihinde başladı. Tarih hemen dikkatinizi çekti değil mi? Yok yahu saçma sapan dikkat oyunları oynamayacağız. Maksat genel kültür olsun. Şimdi... Bu Uzakdoğu kültüründe uğurlu sayılara falan çok inanılıyor ya. Mesela onlara göre ardı ardına gelen sayılar çok uğurluymuş. Bunun yanında Çinliler için 8 rakamı çok ama çok önemliymiş. Kanton bölgesinde 8 rakamı ‘Ba’ olarak telaffuz ediliyormuş. Yani “Çok kısa zamanda çok büyük ilerlemeler kaydedeceksin.” anlamına geliyor. (Çince biliyor taklidi yapanlar kulübüne üyeyim.) Bana da Çin konusunda kendini çok iyi geliştirmiş bir arkadaşım bunları anlattı. Kendisinin birçok Çinli arkadaşı olduğu için onlardan birine sormuş. Hatta sorduğu Çinli arkadaşı da 09.09.2009’da evlenecekmiş... Arkadaşım Yavuz muhasebe mezunu. Hani derler ya Çincesi ana dili gibi. Aynen öyle. Çinceye lise son sınıfta yani çoğunluğun rüyasında üniversite gördüğü zaman başlamış. Abi, ne iş falan diye sorduğumda bana “Amerika’daki zenginlerin çocuklarına Çinli dadı tuttuklarını öğrendiğim anda Çince öğreten kursa gittim.” diye cevap verdi. Aynı zamanda o kursta Çin kültürünü de öğrenme fırsatı bulmuş. Birçok Çinli arkadaşı olmuş bu sürede. Kursta Çinli hocalarından Çin hakkında birçok şey öğrenmiş. Sürekli merak edip araştırmış. İnternette cingunlugu.com adresinde bir blog açarak Çin’le ilgili öğrendiği bilgileri paylaşmış. Şimdi blogunu binlerce kişi takip ediyor. Yakında Çin’le ilgili bir internet TV’si kuracak. Çinliler tarafından Zhongguo Tong yani Çin uzmanı diye adlandırılıyor Yavuz. Hatta Çin’in en büyük haber ajansı Chine Daily, Çin’e bu ilgisinden dolayı Yavuz’un resmini ana sayfasına koydu. Üstelik Çin Devlet Radyosu da kendisiyle röportaj yaptı. İlk tanıştığımızda kendisine sazan gibi klasik “Çince zor mu?” sorusunu sormuştum. Bana kendisi şöyle bir cevap vermişti: “Çin’de yaşayarak bir senede iyi derecede öğrenilebilecek bir dil. Zor demelerinin sebebi disiplin isteyen ve devamlı çalışılması gereken bir dil. Yani Çince öğrenmek imkansız değil sadece biraz zaman alıyor.” Fark yaratmak böyle oluyor işte. Yavuz’un sitesine ulaşan birçok kişi ona iş teklifi ediyor. Eylülde ise uluslararası ticaret okumak için Çin’e gidiyor kendisi. Yavuz sadece bir örnek. Daha böyle fark yaratan nice genç var bu ülkede. Ama ne yazık ki kıymet bilen yok. Bu arada olimpiyatlarda yere tükürmenin cezası 7 dolarmış. Olimpiyatlara gideceğimizden değil yahu, maksat genel kültür olsun. [email protected] -------------------------------------------------------------------------------- Doludizgin yıllar Geçen çarşamba ATV’de yeni bir gençlik dizisi dikkatimi çekti: Doludizgin yıllar. Algıda seçicilik bu olsa gerek; içinde gençlik kelimesi geçen her şey kalbimi küt küt attırıyor. Süper Baba’dan bu yana dizilerini beğeniyle takip ettiğim Osman Sınav’ın yönetmenliğini yaptığı Doludizgin Yıllar’da başrolü oğlu Yusuf Ömer Sınav (Barış rolünde) ve Genco dizisinden tanıdığımız Selen Seyven (Gülşen rolünde) oynuyor. Barış, sosyal statüsü gayet yüksek avukat bir baba ve profesör bir annenin tek oğlu. Ailesi tarafından başarılı olması için zorlanan bir ‘proje çocuğu.’ Tabii Barış ailesinin bu baskısından bıkıyor ve içinde eksik kalmış bazı şeyler hız tutkusuna dönüşüyor. Bir arkadaşının motosikletiyle serseri takımına benzer gençlerle illegal yarışlara katılıyor. Hatta bir yarışta ölümden dönüyor. Daha sonra ailesi Barış’ı bir at çiftliğine gönderiyor. Orada birkaç gençle birlikte yeni bir hayata ‘merhaba’ diyor. Özellikle ailesi tarafından yarış atı gibi yetiştirilen bir gencin at çiftliğinde yaşadıkları... Barış’ın annesine “Hızı sen bana öğrettin. 195 dakika 180 soruyu çözmemi sen istedin. Şimdi neden benim hız yapmama karışıyorsun.” demesi... Harika bir kurgu bence. Gelecek bölümleri sabırsızlıkla bekliyor olacağım. -------------------------------------------------------------------------------- HAFTANIN FIRSATI Rekatlon, bölüm ve üniversite farkı gözetmeksizin reklamcı olmak isteyen üniversite öğrencilerine kapıları açık bir yarışma. Reklâmcılığa meraklı arkadaşlarımızdan bir grup oluşturduktan sonra Rekatlon’a yarışmacı olarak başvurabiliyoruz. Gerçek müşterilerden, gerçek briefler alan gruplar adeta bir reklam ajansı gibi çalışacakmış. Yaklaşık 85 saat sürecek yarışmada dünyanın ve Türkiye’nin en büyük markalarını yöneten profesyoneller jüri üyeliği yapacakmış. Ayrıntılı bilgi için www.rekatlon.org adresine girmeniz yeterli. Fark yaratmak isteyenlere önemle duyurulur. Ödül ne mi? Ödülün ne olduğunu sordum, bana “Kusura bakmayın, düğüne geldik, yedik, içtik ama takı takma faslını unutmuşuz.” dediler. NURETTİN ÖZDOĞAN |
|
|
|
08-14-2008, 18:07 | #2 |
behnnn kim götürceq xD
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|