03-17-2009, 14:34 | #1 |
Bugün
Rüzgarın önünü kestiler bugün
Halaya zincir vurdular Yaprakların bahara borçlu gününü Çerrahpaşa hastanesine uğurladılar. Yürüdü topalı rüzgar,gündüzlerin üstüne Kanatları kırıldı ak bulutlu sabahın Dilinde türkülerle ve dirençle Geceye karşı, yürüdü yalın ayak. Ben bahar demiştim sana Sen sonbaharı oldun gençliğimin.... Eğrili çarkın eğrileri çoktu Oysa,eğrinin yanında doğruya yer yoktu. Rüzgarın önünü kestiler bugün Halaya zincir vurdular Sersefil zamanın kırık dökük kızıydın Tohumların özlem yüklü bulutundasın şimdi. Ağlasam toprak çatlar utancından. Sabahın alacası tükenir Sırıl sıklam uyanır yürüdüğümüz yollar Bilmeyiz saatler kaça kurulur Yarınlara sancılanır şafaklar İçimdeki yangın korkutur seni Edirne kapıda bir grup vakti İçimde yemyeşil bir dal kırılır. Otuz bahar sonrada olsa Adı sensizlikte olsa yılların Bir ambulans sireninde ve sedyesinde çaresizliğin Hatırlarım seni. Yaşamak türküsü erken bitince Ömür son limana demirleyince Anlatacak çok şey kalır doğmamış bebeklere İşte böyle Zeynep Kimbilir kaç hasta sabahı bekledi Benim seni beklediğim kadar. Bir çocuğun ölümü kadar hazin Bir segah taksimi kadar yaralı Ve öylesine aç ki her taze mezar. Kalem olsa dünyadaki bütün ağaçlar Bütün denizler mürekkep olsa Senin şiirini yazamam yinede. Rüzgarın önünü kestiler bu gün Halaya zincir vurdular Görecek göz olmayınca ışığın ne anlamı var Fatih Kısaparmak |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|