Bir Pazar, bir gül ve bir kelebek…..
Günlerden bir pazardı yine her zamanki pazarlardan ve ben yine baharda ovalarda dolaşan bir kelebek gibi uçuşmakta ve bulutların meltemler ile bana el sallamasını seyretmeydim birden gözüm ileride bir gül bahçesine ilişti ben aslında hep geçerim oradan ama hiç görmemiştim o bahçeyi kalbim büyük bir hızla çarpmaya başladı ve gül bahçesine kadar soluksuz koştum güller her yerde güller sarısı, beyazı kırmızısı ve bu güllerin arasında hepsinin ortasında ben buradayım ve ben senin aradığın gülüm dercesine açmış bütün renkleri içeren bir güle vuruldum yüreğim heyecandan titrerken kanatlarımı çırpmayı unutmuşum ona doğru süzülmüş ve sadece bir tek o kalmıştı o koskoca bahçede bir o ve birde ben…..
Ama kelebeklerim ömrü 3 gündür ve ben zaten harcamıştım 1 gününü o ise bir gül ve gonca halinde bir gül birden ömrümdeki gezdiğim ovaları ve gördüğüm gülleri hatırladım ve ben yanlış bahçede yanlış ovalarda harcamışım ömrümü…..
Güneş ile bulutların gölge dansları altında seyrettim o gülü ömrüm boyunca zaten ömür bu sayılı gün ne uzak ne kısalar derler ama ben inanmıyorum kısalmaz deyimine nede çabuk geçiyor zaman insan sevdiği ile olunca saatler günler ne anlamı var sanki bütün dünya sadece bizim için dönüyor ömrümüzdeki saatleri ve günleri sadece bizim için saniyelere dönüştürüyor ve sanki bize inat gece vaktini bizi ayırmak için yolluyor….
Geceler olsa güneşte gitse yinede ay ışığı ve yıldızlar değilmidir özlemlere kılavuzluk eden…. Gece ve gündüz bunlarda sayılı döngüler ben ömrüm yettikçe o bahçede o gülü beklerken olacağım…..
Yeter ki o gül o yerde koparılmamış ve güneş ile butluların gölge dansları altına beni bekliyor olsun….
|