![]() |
|
Köşe Yazıları Beğendiğimiz yada kendi yazdığımız köşe yazılarını paylaşabiliriz. |
![]() ![]() |
Seçenekler | Stil |
![]() |
#1 |
![]() “Adamlara hadi sizinle oturup bu işi yürütelim diyoruz. Onlar tutup bu işi İmralı’ya havale ediyorlar. İmralı aşağı İmralı yukarı” diyordu.
Laf arasında biraz da konuştuğum kişi ne diyecek diye ortaya bir zarf attım. “Mart ayı içinde önemli bir şeyler olacakmış, doğru mu?” diye sordum. Muhatabım “nereden biliyorsun” edası takınarak yüzüme baktı ve “evet” anlamında başını salladı. Bu konuşmamızın üzerinden 36 saat geçtikten sonra Belçika’da PKK’yı hedef alan büyük baskının haberi dönmeye başladı televizyonlarda. Avrupa ülkeleri bugüne kadar PKK’nın oralardaki faaliyetleri konusunda hep “görmezden gelen” bir tutum izlediler. Öyle ki, bu tutum bazen Ankara’nın sinirlerini tahrip edecek noktaya kadar ulaştı. Birkaç yıl önce Fransa’da göz altına alınıp güya sınır dışı edilen bir PKK’lının Avusturya’da kayıplara karışmasını hatırlıyor olmalısınız. Belçika’daki operasyon, Avrupa ülkelerinin PKK’ya karşı tavrının artık eskisi gibi olmayacağının en yeni işareti oldu. Peki bu noktaya nasıl gelindi.? Uzun uzun anlatmaya gerek yok. Avrupa’nın bu noktaya gelmesinin en önemli nedeni, Demokratik açılım sürecidir. Başta Belçika olmak üzere Avrupa ülkeleri, hükümetin Kürt sorununun çözümü konusunda gerekli iradeye sahip olduğunu gördüler. Hükümetin bu konudaki samimiyeti ortadayken, düne kadar “Kürtlerin temsilcisi biziz” diye dünya alemi kandırdığını sanan BDP’lilerin ikircikli tutumu da görüldü. “Birbirimizi kandırmayalım” diye ortaya atılacaklar varsa onlara da hak verelim. Evet Amerikan yönetiminin birkaç ay önce PKK’lı ileri gelenleri uyuşturucu baronu ilan etmesinin de büyük payı var bu son gelişmelerde. Ama işin özü Türkiye’nin yeni “kürt politikasıdır”. 10 yıl öncesine kadar “Türkler kürt azınlığı eziyor” diye feryat edip Avrupa’yı inletenler, artık bu “inlemelerine” karşılık bulamamaktadırlar. Üstüne üstlük, hem Avrupa’daki hem de Türkiye’deki Kürtlerin makul çoğunluğu da 1-şiddet uygulamanın artık işleri zora sokacağını 2-Öcalan üzerinden bu sürecin yürüyemeyeceğini anlamış durumdalar. Yazının başında sözünü ettiğim kişi, Mart ayında bir şeyler olabilir derken ima yollu da olsa gözlerimizi asıl Kuzey Irak’a çevirmemiz gerektiğinden söz ediyordu. Mahmur ve Kandil’deki kamplarda bu ay içinde, belki kısa bir süre içinde bir hareketlilik olursa şaşırmayın derim. Açılım süreci yeniden başlıyor. Üstelik bu defa umutlu olmamız için yeni sebeplerimiz de var. Mehmet ACET |
|
![]() |
![]() |
|
|
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|