|
Köşe Yazıları Beğendiğimiz yada kendi yazdığımız köşe yazılarını paylaşabiliriz. |
Seçenekler | Stil |
03-12-2010, 15:54 | #1 |
baykal'ın pişmanlık duyduğu cümle
Atalarımız “büyük lokma ye, büyük konuşma” demişler.
Partisinin grup toplantısında şöyle demişti Sayın Baykal: "Islak belgenin sahte olduğu ortaya çıkarsa Ergenekon iddianamesi çöker. Çünkü iddianame bu tür belgelere dayandırılmıştır." Aylar evvel aynı sözleri Uğur Dündar’ın programında da tekrarladı. Bu sözlerin faturası Baykal’a çok ağır oldu. Altından kalkamadı. Medyada “AK Parti ve Fethullah Gülen’i bitirme planı” olarak yer alan ıslak belge ile Silivri’de devam eden Ergenekon davası ayrı ayrı süreçler. Fakat Sayın Baykal ıslak belgenin sahte olabileceğine öylesine inanmış ya da inandırılmıştı ki, bu ümit onu, eğer belgenin sahte olduğu ortaya çıkarsa, bu sayede Silivri’de sürmekte olan davada öne sürülen tüm iddiaların da açığa düşeceği konusunda bir umuda sevk etmişti. O kadar umutluydu. Belgenin uydurma olabileceğine olan inancı, Ergenekon davasının avukatlığına soyunma konusunda kendisi daha çok cesaretlendiriyordu. Bilimin sunduğu tüm imkanlar kullanılarak yapılan incelemeler sonucunda ıslak belgenin altındaki imzanın Albay Dursun Çiçek’e ait olduğu doğrulandı. Genelkurmay Başkanı Sayın İlker Başbuğ belge için kağıt parçası demişti. TSK’nın web sayfasından belgenin doğruluğunu kabul eden açıklamanın İlker Paşa’nın bilgisi olmadan yapılamayacağı düşünülürse, kendisinin de uzman incelemelerinden çıkan sonuçtan tatmin olduğu anlamı çıkarabilir. Bunlar yeni değil ki, neden konuyu bugün buraya taşıdınız diyebilirsiniz. Dün akşam CNN Türk’te CHP lideri Sayın Deniz Baykal’ı izlerken içinde düştüğü duruma hakikaten üzüldüm. Bir saat bu konuyu anlattı. Belgenin gerçek olup olmadığına ilişkin tereddüdü ülkede ondan başka yaşayan kalmadı ama, yazının başında ifade ettiğimiz eski bir cümlesi, geri adım atmasına izin vermiyordu. Sırf bu nedenle, belgenin gerçek olduğunun anlaşıldığı hafta partisinin grup toplantısında bu konuya hiç girmedi. Bu hafta da, lafı döndürdü dolaştırdı ve Genelkurmay’ın belgeyi erken kabullendiğini söyledi. Parmak izine de bakılmalı, işlem henüz tamamlanmadı dedi. Dün akşam CNN Türk’te bu iddialarını tekrarladı. Çimlere ne oldu? Şu an kamuoyu unuttu ama, Baykal’ın bu ilk iddiası değil. Baykal ıslak belgeye yaptığı muameleyi bir ara çimlere de yapmıştı. Ankara’nın göbeğinde toprağa gömülü ilk silahlar ortaya çıkınca, olayın tezgah olabileceği iddiasından hareketle, bunlar yeni gömülüp üstü örtülmüş olabilir, çimler uzmanlarca incelensin, bakalım ne zaman serilmiş demişti. Ama başta Poyrazköy olmak üzere memleketin dört bir yanından benzer gömülü silahlar ortaya çıkınca meseleyi bir daha ağzına almadı. Malum, Poyrazköy iddianamesi İstanbul 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. 5’i tutuklu 17 askeri personel hakkında dava açıldı. Sanıklar arasında görevde bulunan bir Tuğamiral de yer alıyor. Sayın Baykal’ın tutumunun sırrı aslında Balyoz planı ortaya çıktıktan sonra söylediklerinde gizli: "Doğruysa, benim dünyam çok sarsılır." Baykal yaşaması muhtemel hayal kırıklığını kendisini yakıştıramıyor. Partisinin her hafta grup toplantısında yüzlerce kişiye, ekranda milyonlarca izleyiciye aktardığı noktalardan geri adım atmak haliyle nefsine ağır geliyor. Sözü şu şekilde toparlayalım: Sayın Baykal duruşunda biraz esnetme yapsa, yani farzımuhal Ergenekon iddianamesinde yer alan iddialardan yüzde 50, 60’ı tutarlı olmayacak olsa bile, içinde doğru olabilecek iddialara karşı duruşuna bir ciddiyet kazandırsa, ‘yahu bunlardan biri bile doğruysa, ben bunu ülkenin şerefine halel sayarım’ dese, ülkede demokrasinin kökleşmesine inanılmaz katkıda bulunacağında şüphe yoktur. Sayın Baykal demokrasi tarihine geçmekle, demokrasinin gelişmesine ket vuranlar cenahından biri olma yolunda kesin bir yol ayrımında. Dikkat ediyorum, sağ basında Sayın Baykal hakkında çok yazı var. Herkes Sayın Baykal’dan yeni bir duruş beklentisinde. Kimse şu anki halini ona yakıştıramıyor. Umutsuz bir vaka gibi algılanmıyor. Sayın Baykal’a yakışanın demokrasinin gelişimine katkıda bulunması olacağını düşünüyorlar. Dün akşam izlediğim Sayın Baykal’ı ilk defa bu kadar zihni karışık gördüm. Yeni bir sorgulama içine girmiş görünüyordu. ‘Çimleri de inceleyin’ diyen Sayın Baykal o konunun geldiği boyutu unutmamalı. Ne demişti, ne oldu... Yeni 12 Mart, 12 Eylül’ler yaşanmamasına katkı verin Sayın Baykal... Dilerim doğru olan ne ise, o yolun yolcusu olursunuz. Prof. Dr. Osman ÖZSOY |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|