|
Köşe Yazıları Beğendiğimiz yada kendi yazdığımız köşe yazılarını paylaşabiliriz. |
Seçenekler | Stil |
11-22-2007, 00:41 | #1 |
Anayasa İktidarı ve Mayınlı Alanlar Gerçeği
Anayasaların toplumsal mutabakat metinleri olduğu ezber haline gelen, bir klişe laf.
Bu çağda anayasaların sivil ve demokrat olmaları da gerektiğide öyle. Aklı başında kimsenin bu özelliklere bir itirazı olmasa gerek. Ama gelin görün ki bu toprakların sakinleri için mevcut anayasamız üzerinde mutabakat bir yana memnuniyet söz konusu bile değil. Dindarlardan,Kürtlere,Alevilerden azınlıklara kadar herkes ile sorunlu alanları olan,devletimiz ve onun ruhu bir anayasamız var. Sivil ve demokrat özellikleri ön planda bir anayasa talebinin, akıl almaz zorluklarla dolu olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Gerçekleşmesinin zorluklarını varın siz tahmin edin. İzmit Kartepe de 16-17 Kasım tarihlerinde yapılan “Yeni Bir Anayasa” konulu Abant Platformu toplantısında kendi penceremden bunu bir kez daha anlamış oldum. Bu pencereden bakınca samimi niyetlerle yeni bir anayasa yapımı noktasında gayret eden anayasa taslak komitesi ve AKP"nin yanlış anla(t)malar sayesinde getirilmek istendiği nokta, ülkemizin her meselesini kilitleyen kısırlaştırıcı zihniyetin bir ürünü. Yol vermeyen,yol açmayan ve yoldan çekilmeyen duvar kimlikli zihniyetin. Maalesef “telaşsız” bir şekilde yapılmak istenen anayasa çalışmaları, gücünü mevcut fiili durumdan alan çevrelerde ciddi bir telaş başlattı. Gayrı resmi iktidarını anayasa ile koruma altına alan ve tanımlayan, muhtelif bürokratik elitlerin telaşının, ülkeye ne tür bedeller ödetmeye niyetli olduğunu düşünmek bile istemiyoruz. Yaklaşık çeyrek asırdır sağını solunu ellediğimiz ama ruhuna bir türlü dokunamadığımız anayasanın, yakalanan bu süreçte tekrar başka baharlara ertelenmesi,at izini it izine karıştırmada mahir psikolojik harekatın başarısı olarak tarihe geçecek. Normal adli bir davanın bile seneler sürebildiği bir ülkenin, hukuk devleti olabilme adına,bütün kanunların anası mahiyetindeki Kanuni Esasisini, bütün çarpıklıklarından uzak insanına yakışır hale getirmesi lazım. Ama gelin görün ki Anayasa yapmak ve sorunlu alanları netliğe kavuşturmak, mayınlı bir araziyi temizleme gibi bir şey. Bu yüzden bu iş çok ihtimam gerektiriyor. Daha ülke sınırlarımızdaki soğuk savaş döneminin hediyesi “mayınlı arazilerini” temizlemeyi başaramayan bir ülkeyiz. Zihin dünyamızdaki mayınları temizleyip, geleceğe ümitle bakmamızı sağlayacak bir mutabakat anayasası hiç olmadığı kadar avucumuzun içinde. Elimizdeki bu fırsatın kıymetini bilen her uygar vatandaşın, bu hususta sesini yükselterek talebini net olarak ortaya koyması lazım. Salih YAYLACI |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|