03-06-2009, 15:36 | #1 |
Allah'ın Selamı Kısaltmayalım ?
Geçen gün bir dostumdan elektronik mektup aldım. Dostum, mektubuna şöyle başlıyordu: “sa”. Böyle kısaltılıyordu herhalde güzelim selâmımız... Ben de cevaben yazdığım mektuba şöyle başladım: “Aleyküm selâm, ben güzelim selâmımızı kısaltmamayı tercih ediyorum. Daha doğrusu hiçbir şeyi kısaltmıyorum. Sanki selâmı kısaltarak hayatı uzatabilecek miyiz?” Sonra o an, düşünmeden yazdığım bu cümlenin aslında önemli bir hakikatin altını çizdiğini fark ettim. önemli bir hakikat dediğim, önemli bir soru aynı zamanda. Selâmı kısaltmak hayatı uzatır mı? Bir de bu sorunun uzantısı diyebileceğimiz sorular var. insan, selâmdan tasarruf edilerek uzatılan bir ömrün uzatmalarını nasıl değerlendirir acaba? Veya “selâmı yaymak” tavsiye edilmişken, selâmı kısaltarak kazandığımız vakitlerde neyi yayıyoruz?
Bir zamanlar meşhur bir çin hikâyesi okumuştum. Oldukça derin bir mevzu aslında; ama ilk bakışta bir fıkra gibi değerlendirilmesi de mümkün. Genç çinli, heyecanla yaşlı çinliye anlatıyor: - Duydun mu yeni bir araba icat etmişler. - … - Kömürle çalışıyormuş. - … - Yaylar üzerinde su gibi akıyormuş. - … - Eskiden üç ayda aldığımız yolu artık üç günde alacağız. - Eskiden doksan günde gittiğin yere, artık üç günde mi gideceksin yani? - Evet. - Peki, kalan seksen yedi günde ne yapacaksın? Mühim olan doksan günlük yolu üç güne indirebilmek değil demek ki. Bunu yaparken geri kalan seksen yedi günü de kazanç hânesine yazabilmenin yolunu bulmak lâzım. çünkü eşyanın tabiatı gereği bu âlemde boşluğa yer yoktur. Bir şeyi boşaltmayı düşünüyorsan -zaman olsun, mekân olsun fark etmez- nasıl dolduracağını da düşünmelisin. Ve de vakit fevt etmeden hemen doldurmalısın. Boşluklarımız, biz doldurmasak da, boş kalmaz zîrâ. Su uyur düşman uyumaz. Nefsin ve şeytanın karanlık orduları gözlerini dört açmışlar, bekliyorlar. Bir rivayette, Hz. Âdem Aleyhisselâm’a can verilmeden iblis gelmiş, ağzından girmiş, içinde dolaşıp burnundan çıkmış, deniyor. Sonra da şöyle demiş: “Ben bunun içinde rahatça dolaşırım. çok boşluğu var.” O kadar çok ki boşluğumuz. Zaaflarımız, öfkelerimiz, arzularımız o kadar çok ki... Bize ALLAH’ı hatırlatan arkadaşlarımızla doldurmasak o boşluğu, sohbet-i Cânân’la doldurmasak, o boşluk kim bilir neyle dolacak. Bediüzzaman Hazretleri muhatabına uygun selâmlarla başlıyor mektuplarına. Bir mektubunda: “Es-Selamü aleyküm ve rahmetullahi ve berakâtühü bi adedi dekaiki eyyâmi’l-firâk” diyor. Ayrılık günlerinin dakikaları adedince ALLAH’ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Selâmı yaymakken vazifemiz, “selâm ülkesi olan Cennet”e ulaşmakken arzumuz, orada ne boş bir söz, ne de günaha sokan bir lâf işitilmeyeceği, işitilen sözün hep “Selâm! Selâm!” muhtevalı olacağı bildirilmişken bir de, ne olur biz de yayabildiğimiz kadar yaysak “selâm”ı, selâmlaşmalarımızı uzatabildiğimiz kadar uzatsak… Yerine daha güzel, daha hayırlı bir şey ikame edemeyeceksek, selâmı kısaltmanın bir mânâsı var mı ki? Yaşadığınız günlerinin dakikaları adedince ALLAH’ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Alıntıdır. |
|
|
|
03-07-2009, 22:08 | #2 |
Allah razı olsun kardeşim güzel konuya değinmişsin...sağolasın
|
|
03-07-2009, 22:59 | #3 |
karşıdaki anladıktan sonra niye sorun olsun ki?
kısaltmaya devem edecem... |
|
03-08-2009, 03:41 | #4 |
diğer türlüde çok uzun be kardeşim
ama tabiki mesele taşıdığı manada. manen birşey kaybetmediyse sorun yoktur.Hem kısaltmalar birçok ilmihal fıkıh kitaplarında da mevcuttur (Cc , hzr) gibi |
|
04-18-2009, 23:34 | #5 |
|
|
04-18-2009, 23:49 | #6 |
Es selamun aleykum sayın üyeler Sizlerinde gözünüze çarpmıştır artık mesajlarımızda maillerimizde yazılarımızda devamlı aeo aro sa s.a slm as a.s .. gibi kısaltmalar yapılıyoruz ve biz bize yakışan bir şekilde Allah'ın selamını,ismini kısaltmayalım ve Rabbimizin selamına ve ismine sahip çıkalım s.a a.s yazarken selam alıp vermiyoruz gerçek anlamda çünkü ilk önce zikrederiz ama s.a a.s yazdığımız taktirde zikir ortadan kalkar ( belki söyleyeniz vardır ) A.e.o yazıyoruz Allah'ın ismini kısaltıyoruz bize yakışan bu değildir biraz parmaklarımızı fazla çalıştıralım ve üşenmeden adabına uygun bir şekilde yazalım.... ve değerli isimleri büyük harflerle yazalım.... Allah (c.c.): Bir selamla selamlandığınız vakit, siz ondan daha güzeli ile selamı alın, yahut aynıyla karşılayın. Şüphesiz ki Allah. her şeyin hakkını gerektiği gibi arayandır, buyurur. (Nisa, 86) Selam vermek insânî ilişkileri güçlendirir, toplumdaki kaynaşma ve dayanışmayı artırır. Mü’minler arasındaki muhabbeti sağlamlaştırır. Bu hususta sevgili Peygamberimiz ‘Size, aranızda sevgiyi artıracak bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız ve verilen selamı alınız’“Ey insanlar, selamı yaygınlaştırınız...” buyurmaktadır.(Riyazu’s-Salihin c.2 s.228) En güzel selamlaşmak: Esselamu Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatuhu denilince -Ve Aleyküm Selam ve Rahmetullahi ve Berekatuhu , şeklinde selama karşılık vermektir; Mü'minlerin bulunduğu yere girildiğinde ve oradan ayrıldığına selam vermek. Peygamberimiz (s.a.v.): "Sizden biriniz meclise geldiği zaman selam verdiği gibi, ayrılırken de selam versin. Çünkü birinci selam sonrakinden daha faziletli değildir." buyurur. (Tirmizi, es-Sünen). Müslümanların olduğu bir yerde tanıyıp tanımamaya bakmadan herkese selam vermek, Selamlaşmada: küçük olanın büyüğe, az olan grubun çok olanlara. yürüyenin oturana, binit üzerinde bulunanın yaya olana selam verme adabına riayet etmek, Kısacası, selam pek büyük bir şeydir. Hatta Allah Teâlâ'nın güzel isimlerindendir. Ve Kur'ân'da on iki yerde Allah Teâlâ mümine selam vermiştir. Selam almak farz-ı kifayedir. Nehaî'den, "Selam sünnet, selam almak farzdır." diye rivâyet edilmiştir. [Farz-ı kifaye: Yükümlülerden bazılarının yapması ile diğerlerinden düşen ibadetlerdir. Cenaze namazı gibi... ] SELAMIN VERİLİP ALINMAYACAĞI YERLER: 1- Tuvalette ve hamamda verilip alınmaz, 2- Günaha sebep olan veya günahla meşgul olduğu halde selam verilmez alınmaz. 3- Kur'an okuyana, hadis rivayet edene, vaaz edene, ezan okuyana, kamet getirene ve namaz kılanlara selam verilmez, 4- Fitneye sebep olacağı endişesi ile, genç ve yabancı kadınlara selam verilmez. Onların selamına sesli cevap verilmez. Alıntıdır. |
|
04-22-2009, 13:59 | #7 |
Konu CanDostu tarafından (04-22-2009 Saat 17:26 ) değiştirilmiştir.. |
|
04-23-2009, 01:01 | #8 |
Selam Nedir? Selamın Anlamı, Selam Hakkında
selam Allah ın selamıdır selam esenlikte bulunmaktır selam ben kötü biri değilim demektir selam her girişin başlangıcı ve çıkışın bitişidir selam af ve mağfiret dilemektir selam kötülükten beri demektir selam selamun aleykum demektir ve sünnettir selam verildiğinde karşıdakinin almasını farz kılar selam namazı bitiren en son kelimedir selam Allahın rızası demektir selam kalpteki ferahlık demektir selam küskünleri barıştırandır selam bütün kapıları açandır besmele den sonra selam dua dır selam alçakgönüllüğün ta kendisidir selam verenin 69 selamı alanın 1 sevap alması demektir selam en basit ve en karlı amellerdendir selam dostlara gönül kapısını açan mücize sözdür selam Alllah (c.c) ün selamıdır selam selamun aleykum verahnetullahi ve berekatuhu demektir selamın karşılığı ise aleykum selam ve rahmetullahi ve berekatuhu demektir |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|