|
Sağlık - İlgili Haberler ve Son Gelişmeler Sağlıkla ilgili haber ve yorumlar burada.sorularınız sorunlarınız,tedavilerle ilgili bilgiler ,ağız ve diş sağlığı . |
Seçenekler | Stil |
09-07-2008, 13:54 | #1 |
Akupunkturun Değişik Kullanimlari
Akupunkturun Değişik Kullanimlari
Daha önce bazi akupunktur uzmanlarinin hastalik nedenleriyle ilgilenmeyip hastalik arazlarini tedavi ettiklerinden söz ettiniz. Bu konuda biraz daha açiklama yapabilir misiniz? Akupunkturun birbirinden farkli iki ayri şekilde kullanilabileceğini açik bir şekilde ortaya koymamiz son derece önemlidir. Bunlardan biri sadece hastalik arazlarini tedavi amaci ile kullanilmasidir ve bu tedavi yöntemi büyük tehlikeler yaratir. Hastaliğin ve nedenlerinin ele alinişina kisaca bir daha değinmek isterim. Daha önce açikladiğim gibi, bir meridyendeki enerji dengesini yitirirse bir süre sonra kişi tehlike işaretlerini almaya başlayacaktir. En basit şekilde, beden, zihin ya da ruh. "yolunda gitmeyen bir şeyler var, lütfen yardim et" demektedir. Bu işaretler fiziksel, duygusal ya da zihinsel olabilir; ama her biri hastaliğin ilk belirtisidir. Bunlar ikaz ya da yardim çağrilaridir. Eğer yardim etmek üzere hiç bir şey yapilmazsa, durum daha kötüleşecek ve sonunda romatizmal eklem ağrilari, lumbago (bel ağrilari, migren (başağrilari) gibi isimlerle bilinen hastaliklarin arazlari ortaya çikmaya başlayacaktir. Eğer hastanin iyileşmesi isteniyorsa, hastalik nedenleriyle ilgilenilmesi, mümkünse de ortadan kaldirilmasi gerekliliği çok açiktir. Enerji dengesi akupunktur ile sağlaninca, belirtiler de yok olacak, hasta kendini daha iyi hissedecek ve sağlikli kalacaktir. Çinlilerin akupunkturu ilk kullanma amaçlari buydu. Geleneksel Çin Akupunkturu kişi ile bir bütün olarak ilgilenir ve amaci hastaliğin altinda yatan nedenleri keşfetmek ve bu nedenlerle doğrudan ilgilenmektir. Böylece, ilk endişe, arazlari ortadan kaldirmak değildir, eğer böyle yapilirsa hastalik bastirilmiş olacaktir. Geleneksel akupunktur, "bu kişinin hastalik belirtileri neler?" diye değil "nasil bir insan bu tür arazlari gösterir ve niçin?" diye sorar. Uzmanlari bu tip sisteminde yetiştirmek çok uzun zaman alir. Çinliler, gerçek ustaliğa yirmi yilda ulaşilabileceğini söylerler. Geleneksel akupunktur teorisi basit görünse de uygulamasi karmaşiktir. Örneğin, nabizlari ve enerji durumunu okumak, ana enerji durumunu okumak, ana enerji dengesizliğini belirlemek ve gerekli tedaviyi kararlaştirmak, seslerin, renklerin, duygularin ve kokularin analizini yapmayi öğrenmek kolay değildir. Bu nedenlerden ötürü akupunktur ustasi olabilmek uzun zaman alir. Bütün bunlari söylüyorum çünkü diğer tip akupunktur uygulamasinin -"formüllü akupunkturun"- Batida yaygin olmasinin bir nedeni de budur. Batililar geleneksel Çin Akupunktur uzmanlarinin uyguladiği akupunktur tedavisinin başarili sonuçlarini gözleyip, akilda tutarak kopya etmek istemişlerdir. Fakat, gerçekte, uzmanlari ve tedavilerini sadece gözlemekle çok az bilgi sahibi olunabilinir, çünkü Geleneksel akupunktur da hiç bir zaman iki insan ayni şekilde tedavi edilmez. Her insan eşsiz bir varliktir ve kendine özgün bir tedavi gerektirecektir. Bu nedenle, çoğunlukla görülen arazlar için formüle edilmiş tedavileri uygulamak doğru olmayacaktir. Çinliler, yüzyillardir belirli sorunlar için çeşitli formülleri toplayip onaylamişlardir. Ama, iyi eğitim görmüş bir uzman, önce Geleneksel Akupunktur prensipleriyle teşhis koyup, ondan sonra uygun formüllerden birini seçebilecek kadar Geleneksel Akupunktur kavramlari ve uygulamasi üzerine bilgi sahibidir. Batida, bu formüller uygunsuz şekilde kullanilmaktadir. Sadece bir hafta sonu ya da bir hafta kadar kisa bir eğitim görüp; belki de bir kaç hafta Çin'de kalarak, akupunktur yapan çok insan vardir. Bunlar, kendilerini akupunktura yetkili görürler, fakat, gerçekte yaptiklari tedavi sadece hatirladiktan ve belirli isimlerde ki hastalik ve arazlari için kullanilan formülleri uygulamaktir. Bu tarzda çalişan bir uzman örneğin migren için kitabina bakar ve formül olarak verilen bir noktalar listesini yardimci olur ümidiyle uygular. Bu sadece aptalca olmayip, daha önce de söylediğim gibi, ayni zamanda zararli da olabilir. Migren ağrisi çeken tüm hastalari rahatlatmak için herbirine ayni noktalari kullanmak her hastanin ayri bir insan olduğunu reddetmek olur. Hiç bir migren ağrisi ayni nedenlerden kaynaklanmaz. Birinin migreni çok endişeli olmasindan, diğerininki çok fazla yağli yemek yemesinden ve öbürününki de belki aldiği ilaçlardan kaynaklaniyordur. Problem belki dalakta, belki karaciğerde, belki de safra kesesinde ya da küçük bağirsaklardadir. Migrenden şikayeti olan her iki insanin ayni noktalari kullanarak tedavisi nasil mümkün olabilir? Eğer yetersiz eğitilmiş bir uzman hastalik belirtilerine dayanarak tedavi uygular ve bu belirtilere iyi geldiği varsayilan genel bir formül seçerse, hastanin enerjisi dengeye gireceğine daha da bozulabilir. Hastalik belirtileri kaybolsa bile, bir kaç ay ya da bir kaç yil sonra (hastalik belirtilerine yönelik akupunktur tedavisinin enerjiyi daha da bozmasi nedeni ile) çok daha ciddi rahatsizliklar ortaya çikabilir. Uzak Doğu'da, daha önce de söylediğim gibi Geleneksel Akupunktur, "yereldoktorluğu" ya da formül akupunkturunu sadece geçici ve ilk yardim olarak onaylar ve izin verir. Başinizin ağridiğini varsayalim, belki çok geç yattiniz, fazla içki içtiniz, beklenmeyen bir sikinti ve şok geçirmişsiniz- ağriyi geçirmek için bir Aspirin ya da Disprin alirsiniz. Böyle bir durumda, Uzak Doğu'da, ağriyi geçirmek üzere bir Disprin almak gibi, formül tedavisi uygulanabilir. Fakat tekrar eden baş ağrilariniz varsa o zaman siz de devamli Disprin almazsiniz; yardim etmesi için doktorunuza danişirsiniz. Bunun gibi, devamli baş ağrisi çeken biri geleneksel tip uzmanindan yardim isteyecektir. Size bu iki tip akupunkturu ortaya koyan gerçek bir olayi anlatayim. Otuz sekiz yaşinda bir Amerikali doktor çok kisa bir akupunktur kursuna devam etmiş; sanirim bu 10 günlük bir kursmuş. Akupunktur noktalarinin nerelerde olduğunu ve belirli problemlere yardimci olabilecek noktalari öğrenmiş. Kendinin beş senedir tekrar eden bir diz ağrisi vardi ve kendi kendini tedaviye karar vermiş. Bir kaç hafta dizinin çevresinde ki bir kaç noktayi uyarmiş ve ağrisi tamamen yok olmuş. Aşaği yukari bir sene sonra bir kalp krizi geçirdi. Uzmanlar hiç bir neden bulamadilar. Görünüşte hayatinda, sağliğinda ya da ailesinin geçmişinde herhangi bir kalp rahatsizliğina neden olabilecek hiç bir sorun yoktu. Uzmanlar bunun nedenlerine bir açiklik getiremediler. Ama hiç kimsenin aklina doktorun kendi kendine akupunktur tedavisi yapmiş olacaği gelmedi. Büyük bir olasilikla kalp krizine neden olan ya da katkida bulunan uyguladiği "araz akupunkturu" idi. Bu noktalarin her gün yoğun olarak uyarilmasi kalp enerjisini dengesini çok ciddi bir şekilde bozabilir ve kalbin üzerine de büyük bir baski yaratabilir. Ağriyi geçirmek üzere bedenin bir bölümüne enerji verildiğinde, o enerjinin, bedenin başka bir yerinden alinmakta olduğu bilinmelidir. Yukaridaki olayda, kalp meridyeni enerjisinden mahrum edilmiş olabilir. Görüyorsunuz ki bu harika tip sistemi çok kolaylikla yanliş ya da kötüye kullanilabilir. Batidaki uygulanmasinda ki bir diğer zorluk da bizim sağliğa ve hastaliğa bakiş ve anlayişimizin Çinlilerden farkli olmasidir. Bizim için geçerli olan sağlik yöntemi, hastalik belirtilerinin bir an önce ortadan kaldirilmasidir. Bati ve Doğu tedavi sistemleri rahatsizliklara tamamen farkli iki uçtan bakarlar. Batili doktorlar belirli rahatsizliklari tedavi etmek üzere eğitilmişlerdir. Bu nedenle her birinin belirgin ilgi alanlari ve (kalp, böbrek, göz, sinir ve bir çok diğer konularda) hünerleri olan uzmanlarimiz vardir. Doktorlar iltihaplari öldürmek, ağrilari geçirmek, hastalik belirtilerini kontrol etmek ve (hormon yetersizliği gibi) yetersizlikler için reçeteler yazarlar. Cerrahlar bedenin hastalikli kisimlarini keser, kiriklari tamir ederler. Daha önce söylediğim gibi, Geleneksel Çin doktoru hastalik belirtilerine sorunun kendi değil, sadece bir işareti olarak bakar. Hastaliğin nedenlerini araştirmak üzere eğitilmiştir ve amaci öncelikle nedenlerle uğraşmak ve ikinci derecede belirtilere bakmaktir. Batida eğitim görmüş bir doktor için Geleneksel Akupunktur öğrenmek, tani olarak anlamak ve uygulamak, hastalik ve rahatsizliklara bakiştaki temel farkliliklar nedeni ile fazlasiyla zordur. Öte yandan, "araz akupunkturu" mevcut tip sistemine kolaylikla girebilmektedir. Batida eğitilmiş bir doktora migren için bir formül, lumbago için bir başka formül, eklem ağrilari için bir başkasi ve benzerleri olmasi gayet normal gelir. Bu nedenle akupunktur noktalarini bulmayi öğrenip onlari bu şekilde kullanabilmek işlerine gelir. Günümüzde, Bati'da akupunktura gittikçe artan bir ilgi var. Tip dünyasinda, bir çok doktor akupunkturu kendi uğraşilari içine alip, hastanelerde de bunun uygulanmasini istiyorlar. Ne yazik ki, gittikçe artan sayida doktor kisa kurslara devam edip sadece "araz akupunkturu"nu öğreniyor. Bu yöntemin vereceği zararlar ve Geleneksel Akupunkturun uygulanmasi üzerine hiç bir bilgileri yok. Başka bir nokta da bir kimsenin ayni anda hem Doğu, hem de Bati tibbim uygulamaya çalişmasinin akillica bir davraniş olmayacağidir. Yedi ile on sene eğitimden geçtikten sonra, çok az sayida doktor beş on sene harcayip geleneksel akupunkturu yeterli bir şekilde öğrenmeyi istemektedir (Bati sistemiyle tatmin olmayip, tamamiyle alanlarini değiştirmek isteyenler dişinda). Bunun yani sira, akupunktur uygulamasinda, Bati tibbinin rolü yok gibidir. Daha önce de söylediğim gibi, kavramlar tamamiyle farklidir. Cinde, tüm tip öğrencileri anatomi, fizyoloji, patoloji gibi ayni temel eğitimden geçerler. Ondan sonra ya Bati Tibbinda ya da Geleneksel Çin tibbinda uzmanlik kazanirlar. Mezun olduktan sonra, yan yana çalişirlar ve belli bir hasta için geleneksel tibbin mi yoksa modern tibbin mi daha yararli olacağina beraber karar verirler. Ama hiç biri her iki tibbi birden ne öğrenmeye ne de uygulamaya kalkar. Eğer bu prensip Bati'da bu şekilde anlaşilmaz ve uygulanmazsa, bir çok doktorun muayenehanesinde ve hastanelerde çok sağliksiz bir akupunktur uygulaniyor olacaktir. Ne yazik ki, akupunktur da bu yetersiz temellere göre yargilanacaktir. Ayni zamanda, doğal olarak insanlar doktorlarinin yapacaği herhangi bir akupunktur tedavisinin iyi ve tamamen güvenli olduğunu da sanacaklardir. Açikladiğim gibi, bu tamamen doğru olmayabilir. İyi bir akupunktur sadece iyi taninmiş bir kolejde, en az üç senelik bir eğitim görmüş ve araz ya da formül akupunkturu yapmayan bir uzman tarafindan yapilabilir. Esasinda çok eskiden Cinde, özel bir çalişmadan geçmeden akupunktur üzerine biraz bilgi edinmiş insanlarin var olduğunu düşünebiliriz. Bu kişiler belirli tedavilerin, kulak, karin, baş ağrisi gibi ağrilara iyi geldiğinin farkina varmişlardi. Böylece kendi ailelerini tedaviyle başlayarak yine kendi çevreleri içinde diğer kişilerin de basit rahatsizliklarini tedavi etme alişkanliği doğmuştu. Bu şekilde çalişan kimse de 'yerel doktor' (local doctor) ya da 'yalinayakli doktor' (barefoot doctor) diye taniniyordu. Çin gibi çok büyük kirsal yerleşmelerin olduğu bir ülkede en yakindaki yetkili uzmanin yüzlerce kilometre ötede olduğu düşünülürse, böyle bir sisteme olan ihtiyaci anlamak da kolaylaşacaktir. Yerel doktor tedavisi bu nedenle, tam yetkili bir Geleneksel Akupunktur uzmanina ulaşilana kadar, gerektiği halde acil servis ve ilk yardim tedavisi olarak çok önemliydi. Bu gün de Çin'de, çok geniş kirsal kesimlere başka bir şekilde hizmet etmek mümkün olmadiğindan, hâlâ bu tür akupunktura ihtiyaç duyulmaktadir. Ama, bu Bati için gereksiz olduğu gibi uygun da değildir. Bati doktorlarinin ciddi hastaliklar için yeterli eğitimi olmadan 'araz akupunktur" tedavisi yapmasi, ilk yardim için eğitilmiş bir kişinin ameliyata kalkişmasina benzer. İyi, etkin, güvenilir ve uzun vadede yararli akupunktur geleneksel bir eğitim gerektirir. Son zamanlarda kulağin zimbalanmasinin, kilo kaybetmek, sigara ya da alkolden vazgeçmek için yardimci olduğu üzerine çok reklam yapildi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Kulaktaki bir akupunktur noktasini zimbalayarak o kişiyi yemekten, sigara ya da alkol almaktan vazgeçirmeye çalişmak yine bir arazi tedavi etme çabasidir. Daha basit olarak yine bir 'araz akupunktur' örneğidir. Bu insan niçin alkol aliyor, sigara içiyor ya da aşin yemeğe düşkün diye kendi kendimize sormaliyiz. Genelde, tüm bu alişkanliklar insanlarin yaşamlarini olduğu gibi devam ettirmeleri için koltuk değneği görevi görürler. Sağlikli bir beden, zihin ve ruh halindeki hiç bir insan kendine, ailesine ve içinde bulunduğu topluma yük olacak kadar alkole bağlanmaz. İnsanlarin "içkiye itildiğini" söyleriz ve çoğu kez bu kesinlikle doğrudur. Kişi zihninde, vücudunda ya da ruhen öylesine izdirap çekmektedir ki, bundan kaçmak ihtiyacini duyar. İşlev görebilmek ve izdiraplariyla başa çikabilmek için alkolün yardimina ihtiyaci olduğunu düşünür. Ayni şey yemek içinde geçerlidir. Çaresiz olan bir sürü hasta, boşluğu doldurmak, çaresizlik hissini yenmek için teselliyi yemekle arar. Yiyecekler bir koltuk değneği ya da emzik yerine geçer. Benzer nedenler çok fazla sigara içmenin altinda da yatar. Kilo kaybetmek, sigara ya da içki içmeyi birakmak için araz tedavisi olan insanlar biliyorum. Tedavileri bazilari için etkindi; ama sadece ellerinden koltuk değneği alindiği için, sonradan ciddi bir sinir krizine neden oldu. Böyle tepkiler aşin alişkanlik nedenlerinin tedavi edilmesinin ne kadar önemli olduğunu vurgular. Neden yok olduğundan, sigara ya da içki içmek, aşiri yemek yemek arzusu yok olacaktir. Arazlar, aşin istekler bastirilarak yok edilirse, mutlaka başka yollardan ortaya çikacaktir. Son senelerde Kizil Çin 'i ziyaret eden Batili insanlarin öncelikle filme aldiklari ve üzerinde yazilar yazdiklari konu akupunkturun anestezideki kullanimi oldu. Bu, Geleneksel Akupunktur uzmaninin görevinin bir parçasi midir? Bu akupunkturun farkli ve özel bir şekilde kullanimidir. Tam anlamiyla bu uygulamaya Akupunktur analjezi (ağri duymazliği) demek gerekir çünkü hasta uyutulmamiştir. Ameliyat sirasinda hastanin bilinci yerindedir ve sadece bedeninin belirli bir kisminda aci hissini kaybetmiştir. Bati'da çok konu olmasinin nedeni kullanilan tekniğin yeni olmasi ve Cinde de çok reklaminin yapilmiş olmasidir. Modern Çin'deki akupunkturcular eski sistemleri araştirmakta ve bedenin ameliyat yapilmasi gereken farkli bölgelerin uyuşturulmasi için denemeler yapmaktaydilar. Bu, çok basit bir işlemdir- bedenin belirli noktalarina akupunktur iğneleri batirilir. Çoğunlukla iki, belki de dört iğne genellikle bacağin alt kismina ve ayaklara ya da kollarin aşaği kismina ve kulaklara batirilir. Sonra iğnelerin her biri ameliyattan yirmi dakika kadar önce uyarilir (ameliyat sirasinda da belirli araliklarla). Bu uyarmalar ya elle ya da bir makina ile yapilir. Bu uygulamanin çok başarili olduğu görülmüştür. Hastalar ameliyat süresince bilinçli ve tamamen rahat ve sakin görünürler. Kan basinci, solunum ve nabiz normaldir. Birçok kez hasta cerraha faal olarak yardimci da olur (örneğin, kendi nefes alişini düzene sokarak). Uyuşturulmuş bölgede bir his duyulur ama aci hissedilmez. Cerrah deriyi yardiğinda hasta sanki cildinin üzeri bir kalemle çizilmiş gibi bir his duyar. Bir organin hareket ettirildiğinin, kemiğin kesildiğinin farkindadir ama tüm hissettiği bu kadardir. Cinde ulaşilmasi güç kirsal bölgelerde, çok acele ameliyat olmasi gereken hastalarin hastaneye getirilemediği ya da anestezi için gerekli malzemelerin bölgeye ulaştirilamadiklari durumlarda, bu tür anestezi yöntemleri özellikle çok faydalidir. Bu tekniği kullanarak çok sayida hastanin hayati kurtarilmiştir. Batida da, Akupunktur aneljesinin oynayabileceği önemli bir rol vardir. Geleneksel anestezi kullanilmasi, yaşamlari, yaşlilik ve kalp yetersizliği gibi nedenlerle tehlikeye girecek hastalari ameliyat etmeyi mümkün kilacaktir. Bu insanlar şimdi başka tür anestezi imkani olmadiği için hayatlarini izdirap içinde geçiriyorlar. Akupunktur aneljesinin bir kaç faydasi daha vardir. Sadece kullanilan geleneksel yöntemlerden daha ucuz değil, ayni zamanda hastalara ameliyat süresince ya da sonrasinda, hiç bir yan etkide bulunmamasi gibi çok büyük bir özelliği de vardir. Acil bir durumda, midenin boş olmasi gibi bir gereksinim olmadiği için, ameliyatlar derhal yapilabilir. Hasta ameliyattan önce ya da sonra istediği zaman yemek yiyebilir. Ameliyat sonrasi hastanin kendine gelme süresi çok kisadir. Hasta çoğu zaman ameliyat masasindan kalkip yatağina yürüyebilecek kadar iyidir. Tüm bunlara rağmen, Batida ki kullanimi açisindan bir tereddütümü de dile getirmeliyim. Ağri hissinden korkmak üzere şartlandiğimiz ve önemli ameliyatlar sonunda ortaya çikan sarsintilari gözlediğimiz ve hakkinda çok şey duyup düşündüğümüz için, ameliyat sirasinda bilinçli olmamizi beklemek bize çok zor gelebilir (özellikle bölgesel uyuşmanin ameliyat sirasinda birden azalmasi da mümkün olduğu için). Akupunktur aneljesi doğum sirasinda çok başarili olarak kullanilabilir. Anne doğum sirasinda tamamen bilinçli olduğu halde hiç bir ağri duymayacaktir. Ayrica ilaçlara da gerek kalmayacaktir. İnsanlar bu konuda kolaylikla eğitilebilecekleri için, doğum sirasinda akupunktur kullanilmasi Batida sağlik hizmetlerine çok büyük yararlar sağlayabilir. Bu durumda, Geleneksel Akupunktur uygulamak için gerekli tüm eğitimi almaya gerek yoktur. Uzman akupunkturu sadece bu amaçla kullanacaktir ve teşhis koyma ya da tedavi ile ilgilenmeyecektir. Görüldüğü gibi. Akupunktur aneljesi Geleneksel Akupunktur ve hatta "yerel doktor" ya da "yalinayakli doktor" tatbikatindan çok farklidir. Eğer bir kimseye ameliyat, diş tedavisi, doğum gibi nedenlerle akupunktur aneljesi uygulanmişsa, daha sonra bir Geleneksel Akupunktur uzmani tarafindan kontrol edilmeli ve enerjisinin tekrar dengesini bulduğundan emin olunmalidir (sadece nadiren dengeyi tedavi etmek gerekir). Bu kontrol, o kimsenin gelecekteki sağliğini güvenceye alacaktir. |
|
|
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|