6 Nisan Pazar günü Üniversitemiz kampüsünde yaşanan can güvenliğini ve eğitim hakkını tehdit eden olaylar, farklı görüşlü öğrenci grupları arasında çıkan basit bir çatışma değildir. Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı öğrenci yurtlarında barınan gençler arasındaki gerginlik, planlanmış bir kışkırtma sonucu tehlikeli boyutlara tırmandırılmıştır. Bu senaryoda başrolde olanların, Pazar günkü açık öğretim sınavları nedeniyle dışardan girişlerin yoğunlaşmasını fırsat bilen kimi odakların kampüse sızdırdığı eli silahlı, bıçaklı provokatörler olduğu ortadadır. Medyaya yansıyan görüntülerle de sabit olduğu gibi, öğrencilerin üzerine hedef alarak ateş eden iki silahlı şahıs öğrenci değildir. Gerginlik, bu tetikçilerin planlanmış kışkırtması sonucu büyümüştür.

Toplumu ve özel olarak da üniversitelerimizi karıştırmak isteyen malum odaklar, yine iş başındalar ve öteden beri denedikleri yöntemleri kullanıyorlar. Farklı dinsel, siyasal tercihleri olan, farklı etnik kökenlerden gelen yurttaşları özel olarak da gençleri birbirine kırdırarak ülkemizi bir kaosa sürüklemeye çalışıyorlar.

Böyle bir provokasyonun Akdeniz Üniversitesi kampüsünde yaşanmış olması bir tesadüf değildir. Üniversitemiz; öğrencileri, öğretim elemanları, çalışanları ve yönetimi dahil, bütün bileşenleri ile Cumhuriyetin temel değerlerini benimseyen ve bu değerleri koruma kararlılığına sahip bir üniversitedir. Bu yapısı gereği, Akdeniz Üniversitesi bugüne kadar, Anayasa'nın eşitlik ilkesine saygı gösterilen, kendi içindeki farklılıkları tolere ederek bir arada ve barış içinde yaşamayı başarmış bir yapıyı temsil etmektedir. İşte Akdeniz Üniversitesi bu nitelikleri nedeni ile birtakım çevrelerce boy hedefi yapılmak istenmektedir.

Bu kışkırtmalara karşı bize emanet edilen öğrencilerimiz arasındaki gerginliğin azaltılması, kampüs içinde can güvenliğinin, barışın ve huzurun yeniden sağlanması, ne yalnızca güvenlik görevlilerinin ne de üniversite yönetiminin sorumluluğudur. Bu konuda üniversitenin tüm bileşenlerine, öğretim üyesinden öğrenciye, rektörden idari personele ve hizmetlilere kadar hepimize görev düşüyor. Kampüste güvenliğin, barışın ve hoşgörünün korunmasını ancak el birliği ile sağlayabiliriz. Gençleri gerektiğinde uyarmak, yatıştırmak, kışkırtmaları engellemek ve sağduyuyu egemen kılmak için uyanık davranmak, Ülkemize ve öğrencilerimize karşı toplumsal sorumluluğumuzdur.

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği olarak, bu bilinç ve sorumlulukla görev başında olduğumuzu, öğrencilerimizin can güvenliğinin ve eğitim hakkının ihlal edilmesine yönelik girişimlere kararlılıkla karşı duracağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyor ve yetkililerden faillerin bir an önce yakalanarak adalete teslim edilmesini talep ediyoruz.

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ

ÖĞRETİM ÜYELERİ DERNEĞİ YÖNETİM KURULU


alıntıdır.........

böyle olayları ben de istemiyorum ama hocalar da tarafsız olmalılar, iyi bir şeyler yapmak istiyorlarsa herkese eşit davranmalılar...

hocalar kendi siyasal görüşüne yakın olan öğrenci gruplarına kampüste serbestlik sağlıyorlar, siyasi görüşünü beğenmedikleri öğrenci gruplarının ise kampüs içerisinde hiç bir etkinlik yapmalarına izin vermiyorlar... bu yazdıklarım tüm üniversitelerde var, sadece A.Ü. için yazmıyorum.

Oda birşeymi agbi bizim üniversitede öyle bir guruplaşma varki hocalar arasında merdeivenden çıktığın zaman sağdakiler sağcı soldakilerde soldu kafa kafayalar okulda bir sağ sol meselesi olsa ilk başta birbirine girecek adamlar hocalarımız.Ben 2 dersten kaldım ki en kolay derslerdi 2 hocada sol görüşlüydü.Sınıfın affedersin en b.ktan adamı geçti ben kaldım ve sadece ben değil diğer sağ görüşlü arkadaşlarımda kaldı.