11-04-2008, 01:35 | #1 |
..Ahlakina Bak, Kalbini Anla..
Halkın içinde Hak ile olmanın diğer şekli edebi muhafaza etmektir. ALLAH dostları kime ne muamele etseler, hak ölçülere, ilâhi emirlere uygun davranırlar. Onların bütün işleri ve davranışları kendilerinin ALLAH adamı olduğunu ortaya koyar. Onların ciddiyet halleri gibi şakaları da güzeldir, edeplidir. Herkese nasıl muamele gerekiyorsa öyle davranırlar. Dostlarının haklarını güzel korudukları gibi düşmanlarına da haksızlık etmezler. İnsanın iman ve akıl seviyesini ölçecek, kalbinin durumu ortaya koyacak en güzel ölçü, insanlara karşı muamelesidir. Kalbi Yüce ALLAH’a bağlı olan kimse, her işinde hayalı, vefalı ve edepli olur. İçindeki edep dışına yansır. Kalbindeki sevgi, davranışlarını güzelleştirir. Alaaddin Attar k.s. bu konuya şöyle dikkat çeker: “Batında ALLAH ile, zahirde ALLAH’ın emirleriyle olmak lazımdır. Bu iki hali kendisinde toplayan kimse kamil olur.” Şeyh Safi k.s. bu sözü şöyle açıklar: “Hak yolcusu gönlünü Cenab-ı Hakk’a bağlamalıdır. Niyetinde O’nun rızası ve cemalinden başka bir şey olmamalıdır. Bunun yanında, zahirdeki bütün işlerini Kur’an ve Sünnet’e uygun yapmalıdır. Dinin emirlerine ters düşen her şeyden kaçınmalıdır. İşte içi ve dışı ile bu hali elde eden kimseye sadık denir.” (Reşahat) Dışından bakılınca hak adamı gözüken, fakat içiyle halktan gelecek menfaatlere göz diken kimse ise, sadık ve samimi değildir. O ya cahil ya da münafıktır. Hak yolcusunun iç içe yaşadığı ilk topluluk ailesidir. Sonra komşuları, mahallesi, iş çevresi ve bütün cemiyet gelir. Kalbi Yüce ALLAH’a bağlı mümin, bütün bu yerlerde hak adamı olduğunu, ALLAH rızası için yaşadığını göstermelidir. Kalbinin ne derece uyanık olduğunu, çektiği zikrin kendisine ne kadar fayda sağladığını ve nefsini hangi ölçüde terbiye ettiğini insanlara karşı davranış biçimiyle ölçmelidir. Kalbi zikir ve ALLAH sevgisi ile dolu bir insanla akrabalık, arkadaşlık, yolculuk, ticaret... kısaca bütün işler güzel olur. Hak aşıkları insanlarda kusur aramakla, dedikodu, gıybet, alay, hakaret ve boş sözlerle meşgul olamazlar. Boş işlerle uğraşan kimsenin kalbi de boştur. Yüce ALLAH’ı tanıyan kalpler geçim ve rızık endişesiyle, yarın ne olacağım korkusu ile yatıp kalkmazlar. Yüce ALLAH’ın zikriyle huzur bulmuş bir insan, hiç kimseden bir rağbet, muhabbet ve menfaat beklemez. Her ne yaparsa ALLAH rızası için yapar. Yağcılık bilmez, yalana yanaşmaz,verdiği sözden caymaz. Girdiği her işte Yüce ALLAH’ın razı olduğu hali bilir ve canı pahasına onu yerine getirir. Bu kimse halkın içinde Hakk’ın şahidi olur. Ona bakanlar edebi görür, doğruyu tanır, gerçek müminin farkını anlar, hayra yönelir, ALLAH’ı zikreder. Dr. Dilaver SELVİ |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|