|
Fenerbahçe Kanaryalarla alakalı tüm haber ve yorumlar burada. |
Seçenekler | Stil |
09-08-2010, 18:12 | #1 |
“Altyapıdan Çıkan Oyunculara Güvenin”
“Altyapıdan Çıkan Oyunculara Güvenin” Profesyonel Futbol Takımımızın oyuncularından Mert Günok’un Fenerbahçe Gazetesi’nin 81. sayısında yer alan röportajı şöyle: "Spot: "Volkan Demirel ile aramız çok iyi. Sürekli diyalog halindeyiz. Bana sürekli destek oluyor. Ben Volkan ağabeyimin tecrübesine inanıyorum ve güveniyorum. Saha içinde tabiî ki rekabet söz konusu olabiliyor. O formayı giymek kim istemez ki ?" Röportaj: "Kalecilerin korkulu rüyası hep forvetlerdir" diye bilinir. Bu kurala bir yenisi eklendi; Forvetlerin korkulu rüyası kalesini iyi koruyan kalecilerdir.Mert Günok da bu kalecilerden gelecek vaat eden genç, çalışkan ve dinamik olanı. Mert’in temeli epey sağlam çünkü hocası Fenerbahçe’ye ve Milli Takıma yıllarca başarılı bir şekilde hizmet etmiş olan Yavuz Şimşek. İşte biz sizlere bu röportajımızda Mert Günok’u tanıtacağız. -Fenerbahçe gibi büyük bir takımda "Kaleci" olmak nasıl bir duygu? Bundan bahseder misin? "Fenerbahçe gibi büyük bir camianın içinde olmak çok gurur verici. Bunun gururu hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Türkiye’nin en büyük spor kulübünün formasını giymek büyük bir sorumluluğu da beraberinde getirir. Ben Fenerbahçe Spor Kulübü’nün altyapısından geldiğim için Fenerbahçe’yi iyi tanıyan biriyim. 10 yaşından beri Fenerbahçe’nin içindeyim. Bunun sayede Fenerbahçe’nin ne tür oyuncu istediğini biliyorum. Fenerbahçe’de görev yapan her oyuncunun ayrıcalığı vardır ve herkes Fenerbahçe formasının hakkını vermeye çalışır.Benim babam da kalecilik yapmıştı, bu da bana ayrı bir katkı sağladı. Babam şu anda da kaleci antrenörlüğü yapıyor. Bunların hepsi kendimi geliştirmem için önemli etkenlerdir. - Baban Mahir Günok’ta eski bir kaleci. Kaleciliği seçmende babanın herhangi bir katkısı oldu mu? "Tamamen kendi isteğimle yaptığım bir tercih. Babamın hiçbir etkisi olmadı. Benim kaleciliğe başlamamın bir hikâyesi de var.10 yaşındaydım. Göztepe’de bir futbol okulunun halı sahasında spor amaçlı antrenman yapıyordum. Maçımız vardı; ben de kaleciydim. O maçı da izlemeye 2000 Derneği’nin Başkanı o zamanlar Fenerbahçe’de görev yapan Şevket Yılmaz geldi. Beni seyretmiş ve çok beğenmiş. Maç bittikten sonra yanıma geldi; "Seni Fenerbahçe’ye götüreyim mi?" dedi. Ben hemen babamı aradım. Şevket Bey’in teklifini kabul ettik. Hemen ardından Dereağzı Lefter Küçükandonyadis Tesisleri’ne geldim. Bir hafta boyunca Spor Okulları ile antrenmanlara çıktım. Daha sonra Fenerbahçe Minik Takımı’na aldılar. Bu şekilde Fenerbahçe’ye ve futbola başlamış oldum." - Fenerbahçe altyapısında görev aldığın süre içerisinde sana son derece önemli katkıları olan bir hocan vardı. Bundan bahseder misin? "Fenerbahçe’ye ilk geldiğimde Minik Takım’da Tayfun Hoca vardı. Kaleciliğe dair her şeyi orada öğrendim. Temelimi orada aldım yani altyapımı sağlamlaştırdım. Ardından yaşım ilerledikçe profesyonelleştim. Kendimi daha da geliştirmem gerekiyordu. Bu yüzden her sabah özel antrenmanlar yaptım. Yoğun bir çalışma tempom vardı. Yavuz Hoca’nın bu anlamda bana çok önemli katkıları oldu. Her sabah antrenman yapmak için açık lise okudum. Sabahları Dereağzı Tesisleri’nde Yavuz Hoca ile birlikte çalışıyorduk. Buralara gelmemde her sabah yaptığım antrenmanların katkısı azımsanmayacak kadar büyüktür." - 3 yıldır Fenerbahçe kalesinde görev almayı bekliyordun. Bu sayede Fenerbahçe taraftarı seni yakından tanıma fırsatı buldu. Bunun için neler söyleyebilirsin? "Daha önceden A takımla antrenmanlara çıkıyordum. Tam anlamıyla Zico döneminde A takımla antrenmanlara çıkmaya başladım. Geçen sezon fazla şans bulamadım. Ama bu sezon başında Aykut Hocam bana güvendi. Forma şansı verdi. Ben de bu şansı en iyi şekilde kullanmaya çalıştım." -Trabzonspor maçında ilk 11’de görev aldın. Bunun sana hissettirdiklerinden bahseder misin? "İlk 11’de görev aldığım maçın Trabzonspor maçı olması hem kötü hem de iyiydi. Önemli bir derbi maçıydı, ben de kendime güveniyordum. İlk başta hafif bir heyecan vardı ama maş başlayınca bu heyecanı aştım. Maç içinde bir talihsizlik oldu,art arda 2 gol yedim. Bu, bir kaleci için felaket bir durumdur. Ama ben edindiğim tecrübelerle maçtan kopmamayı öğrendim. Bu şekilde mücadele etmek için çaba harcadım. İkinci yarıda daha iyi bir performans sağladım. Kendimi gösterme açısından başarılı olduğumu düşünüyorum." - Oynadığın karşılaşmalarda taraftara güven verdin. Trabzonspor maçında bir tane de penaltı kurtardın. Bu performansın için neler söyleyebilirsim? "İşin açıkçası Colman’ın penaltı atmak için geldiğini görünce yüzde 90 kurtarırım diye düşündüm. Bunun için özel olarak yaptığım tek şey daha önceden penaltı kurtarmış kalecilerin maçlarını izlemek oldu. Çünkü hangi türde oyuncunun ne yapacağını tahmin edebiliyorsunuz." - Bu sezon Aykut Kocaman’la birlikte A Takıma altyapıdan 4 oyuncu çıktı. Bunun için neler söyleyebilirsin? "Aykut Kocaman bu anlamda çok büyük bir şans.Bana ve diğer arkadaşlarıma da son derece önem veriyor. Altyapıdan A takıma çıkan oyuncular burada kendini göstermek için büyük çaba sarf ediyor. Çünkü Fenerbahçe bir dünya kulübü ve burada olmak tarifsiz bir duygu.. Altyapıdan gelen tüm arkadaşlarım forma şansı bulmak için çalışıyor. Hocamız da bu anlamda bizlere yardımcı oluyor." - Volkan Demirel’in sana ne tür tavsiyeleri oluyor? "Volkan Demirel ile aramız çok iyi. Sürekli diyalog halindeyiz. Antalyaspor maçının ikinci yarısı oyuna girerken kendisiyle konuştuk. Bana sürekli destek oluyor. Ben Volkan Ağabeyimin tecrübesine inanıyorum ve güveniyorum. Saha içinde tabiî ki rekabet söz konusu olabiliyor. O formayı giymeyi kim istemez ki." - Kendine güvenen bir kaleci profili çiziyorsun. Bir kalecinin kendine güvenmesi saha içine nasıl yansır? "Bir kalecinin kendine güvenmesi çok önemlidir. Kalecinin kendine güvenmesi demek saha içinde takım arkadaşlarına da güven vermesi, başarıyla mücadele etmesi anlamına gelir. Eğer sahaya tereddütlü çıkarsanız kaybedersiniz. Buraya yeteneklerinizi sergilemeye geliyorsanız elinizden gelenin en iyisini yapmak için mücadele edeceksiniz." - Genç yaşta büyük sorumluluklar alan pek çok kaleci var; Casillas, Valdes … gibi. Türkiye’de, Fenerbahçe yıllardır bunu yapıyor. Rüştü ve Volkan örneğinde olduğu gibi. Bir kaleci bu duruma nasıl gelebilir? "Bunun aslında verilecek tek bir cevabı var o da "Çalışmak". Bazen başarının, başarılı olmanın anahtarını sorarlar. İşte bunun cevabı çalışmaktır. Çalışarak hazır bir vaziyete gelmek ve görevini bu şekilde devralmak çok önemlidir. Çalışmamak gibi bir durum söz konusu dahi olamaz." - Bulunduğun yerde olmak isteyen binlerce kaleci vardır. Onlara ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersin? "Öncelikle çalışmaları gerekir. Kalecilik sabır işidir. Çalışarak hazır olmayı ve sıranın size gelmesini öğrenmeniz gerekir. Günü geldiğinde fırsatı değerlendirmek için bunu yapmanız şart." - Hedeflerinden bahseder misin? "Fenerbahçe, Türkiye’nin en büyük spor kulübü.. Böylesine büyük bir kulüpte görev almak sizi her zaman daha iyi yerlere taşıyacaktır. Fenerbahçe gibi bir kulüpte oynuyorsanız Milli Takım’da da görev almayı hak ediyordunuz demektir. Yaşadığım sakatlıktan dolayı Ümit Milli Takım kampına gidemedim. İnanıyorum ki ilerleyen zaman içinde A Milli Takım’da da görev alacağım. Bu yönde de çalışmalarıma devam edeceğim. İleriki yıllar için tabiî ki Avrupa hedefi var. Ancak öncelik her zaman Fenerbahçe’den yana." - Manisaspor maçı öncesi yapılan antrenmanda bir sakatlık yaşadın. Ancak mücadeleye ilk 11’de başladın. Maça nasıl çıktığından bahseder misin? "Akşam yaptığımız antrenman sırasında karın kaslarımda bir kopma meydana geldi. Maça da iğneyle çıktım. Ben kendim oynamak istedim. En büyük nedenlerimden biri Fenerbahçe’yi yalnız bırakmamak ve Aykut Kocaman’ın verdiği şansı en iyi şekilde kullanmaktı." - Fenerbahçe taraftarına mesajın var mı? "Şampiyonluk yolunda bizi yalnız bırakmamalarını ve tabi altyapıdan çıkan biri olarak altyapı oyuncularına güvenmelerini rica ediyorum." |
|
|
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|